KARİKATÜRCÜLERİN AÇTIĞI DAVALAR VE HUKUKİ SÜREÇ

  

KARİKATÜRCÜLERİN AÇTIĞI DAVALAR VE HUKUKİ SÜREÇ

Son dönemde blog sayfalarında veya sosyal medya hesaplarında karikatür paylaşanlara davalar açıldığını duyuyoruz. Öncelikle ifade etmeliyiz ki karikatür bir eserdir. Bir eserin de yasal süreler geçip de alenileşmedikçe ancak sahibinin onayı, rızası ile paylaşılması, bulundurulması, yayılması, ticari amaçla kullanılması mümkündür. 

  Eğer bir eserden yararlanılması gerekiyorsa, o eserden kanunun deyişiyle "maksadın haklı göstereceği bir nispet dahilinde iktibaslar yapılması" mümkündür. Yani, amacınıza ulaşacak kadarıyla sınırlı olacak şekilde alıntı yapabilirsiniz. Tabi ki alıntı yaparken kaynak göstermeniz de şarttır. 

 Bu ana girişten sonra, muhtelif bloglarda paylaşılan karikatürlerin ticari amaçla mı yoksa kişisel amaçla mı paylaşıldığına göre hukuki durumun değişeceğini hatırlatmak isterim. 

 Tabi ki kaynak gösterme zorunluluğu hem kişisel hem de ticari amaçlı kullanımda şart. Ancak, eğer blogunuzda ya da sosyal medya profilinizce bir veya iki karikatürü kişisel amaçlı paylaşmışsanız, suç işleme kastınız (ticari amaç gütme) olmadığı için yapılacak yargılamada beraat etme olasılığı oldukça yüksek ancak eğer ticari amaç güdülerek, sayıca çok karikatür paylaşılmışsa yargılamada mahkumiyet çıkabilir. 

Ceza yargılaması sürecinde, bu suç Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa göre (FSEK 71/1) 1 yıldan 5 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile yargılanacak; kaynak göstermeden alıntı yapan kişi ise aynı kanunun 71/3 fıkrasına göre 6 aydan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaktır. Bu suçların takibi şikayete bağlıdır. Hak sahibi (karikatürist) şikayetçi olursa ceza soruşturması (ve kovuşturması) başlar; şikayetten vazgeçerse düşer. 

Bu suçlar şikayet tabi olduğu için savcılık (veya mahkeme) uzlaştırma sürecini başlatmak, tarafsız bir uzlaştırmacı atamak; uzlaştırmadan sonuç alınamaması durumunda yargılamayı veya soruşturmayı devam ettirmek zorundadır. Hatırlatalım ki uzlaşmayı kabul etmek suçu kabul etmek anlamına gelmez. Aynı şekilde, uzlaştırmanın kabul edilmesi durumunda, kabul eden kişiye karşı maddi-manevi tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan da (dava varsa) feragat edilmiş sayılır. O nedenle "uzlaştırma süreci"nden çekinmemekte fayda var. Zira, davanın olası risklerini göze almaktansa uzlaşmak tercih edilebilir. 

Ne var ki uygulamada karikatürcüler uzlaştırma sürecinde çok yüksek rakamlar istemekte ya da iş uzlaştırma aşamasına gelmeden önce çok yüksek tazminatlar talep etme karşılığında anlaşmayı önermektedirler. Diyelim ki anlaşma olmadı, istenen çok yüksek rakamları da şüpheli/sanık ödemedi, bu durumda ceza davası açılacak olsa dahi, mahkeme karikatürlerin sayısına, değerine, failin kişilik özelliklerine, gösterdiği pişmanlığa, daha önceden sabıkası bulunup bulunmadığı gibi bazı unsurlara bakıp cezayı (verecekse dahi) alt hadden tayin etmek durumundadır. Yani hemen 5 yıl vermez; 1 yıldan başlar, arttırıcı ve hafifletici nedenleri uygular. Bu durumda fail hakkında, failin de kabulü ile bir tür erteleme benzeri olan ve hukukta "hükmün açıklanmasının geriye bırakılması" olarak da tanımlanan bir yaptırım belirlenebilir. Buna göre, eğer yukarıda belirttiğim koşullar varsa ve failin de bir daha suç işlemeyeceği gibi bir inanç hakimde oluşmuşsa, fail de kabul ederse, mahkemece hükmedilecek olan hapis veya adli para cezasının (hapis cezası 2 yıl : dahil veya daha az ise) failin 5 yıl boyunca kasıtlı bir suç işlememesi kaydıyla infaza konmaması (halk deyişi ile ifade edersek: buzdolabına konması) gibi bir yaptırıma hükmedilebilir. Tabi ticari amaçlı kullanımda karikatür sayısı çoksa, yaptırım ağırlaşabilir.

Bu yaptırımın özelliği adli sicil kaydında (sabıka) görünmemesidir. Bu durumda hapis cezası da para cezası da ödenmez ancak sadece yargılama giderleri ve varsa avukatlık ücreti ödenir. Fakat mağdur, bu karara dayanarak tazminat davası açabilir. 

Açılacak olan tazminat davasında da çok yüksek rakamların çıkması (ticari amaçlı kullanım dışında) çok zor. O nedenle, uzlaştırma sürecinin hem mağdur hem fail tarafından dikkatli ve iyi yönetilmesinde yarar var.  

Tüm bu yargısal süreçte bilirkişiden de rapor alınması zorunlu, hem teknik anlamda ip adresinin delil olup olamayacağı, baskın yapılmışsa bilgisayar veya dijital aygıtlardan elde edilen delillerin hukuki durumu ve son olarak mağdurun uğradığı zararın tespiti yapıldıktan sonra karar verilecek. Ancak bu tip davalar (sadece yerel mahkeme aşaması) birkaç yıl süren davalardır. 

Özetle, konu (ticari kullanım dışında) çok da korkulacak boyut taşımıyor. Ancak yine de bir başkasına ait karikatürden bir nedenle yararlanıyorsak, eserden yararlandığımız yeri kaynak göstermekte yarar var ve ayrıca ticari amaçla kullanmamak da gerekli. 

Her durumda, davalarla karşılaştığımızda, süreçte "alanında uzman hukukçulardan" hukuki destek almakta yarar görüyorum. 

İlgilenenlere, konu hakkındaki kısa videomuzun linkini aşağıda veriyorum. 

https://www.youtube.com/watch?v=mtUf0GzCpLA 

Bu blogdaki popüler yayınlar

ISRARLI TAKİP SUÇU

İNTERNET HABER SİTELERİ HK MAKALEM